ESER SÖZLEŞMESİ NEDİR ?

ESER SÖZLEŞMESİ NEDİR ?

ESER SÖZLEŞMESİ NEDİR ?

Eser sözleşmeleri; yüklenicinin bir eseri meydana getirmeyi, iş sahibinin ise bu eserin karşılığında ödeme yapmayı taahhüt ettiği sözleşmelerdir. Eser sözleşmeleri için kanunda şekil şartı belirtilmemiştir.

Eser oldukça geniş bir kavramdır; yol, bina, köprü vb. yapılar eser olarak değerlendirilebileceği gibi, besteler, giysiler, sanatsal çalışmalar da eser olarak nitelendirilebilir. Aynı şekilde mevcut eserlerin bakım ve onarımları da eser sözleşmeleri kapsamındadır. Eser sözleşmeleri, her iki tarafa borç yükleyen iradi sözleşmelerdir.

Eser sözleşmelerine ilişkin yasal düzenlemeler 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 470-486. maddeleri arasında bulunmaktadır.

ESER SÖZLEŞMESİNDE YÜKLENİCİNİN EDİMLERİ NELERDİR ?

Yüklenici sözleşme gereği meydana getireceği eseri, iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle hareket etmeli ve sözleşmeden kaynaklı edimleri bu şekilde yerine getirmelidir. Eserin meydana getirilirken gösterilmesi gereken özen değerlendirilirken, benzer alanda basiretli yüklenicilerin mesleki ve teknik davranışları göz önüne alınır. Yüklenici eseri kendisi yapmakla ya da kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak yapılacak iş, yüklenicinin kişisel özelliklerine tabi değilse, yüklenici işi başkasına yaptırabilir. Yine sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, yüklenici kullanacağı malzemeleri kendisi temin eder.  Yüklenici, eseri meydana getirmek için temin ettiği malzemelerdeki ayıplardan satıcı gibi sorumludur. Ancak malzemeler iş sahibi tarafından sağlanmış ise, yüklenici malzemeleri özenle kullanıp artanı iş sahibine iade etmekle yükümlüdür.

Yüklenici eseri meydana getirdiği sırada özen kriterine aykırı davranarak iş sahibine zarar verirse; yardımcı kişiler veya alt yüklenici zarar verici davranışlar sergiler ise yüklenici bu zararları gidermekle yükümlüdür.

Eser meydana getirilirken, iş sahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen iş sahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur. Taraflar, aralarında hazırladıkları eser sözleşmesine bu gibi durumlarda sorumluluktan kurtulmaya yönelik maddeler ekleyebilir. Örneğin, iş sahibi sözleşme ile eserin yapılacağı yeri hazırlamayı taahhüt edebilir. Bu durumda yüklenicinin eseri meydana getirirken, yerden kaynaklı herhangi bir zarar veya ayıptan sorumlu tutulması beklenemez.

Yüklenicinin işe zamanında başlamaması, işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden yüklenicinin işi zamanında bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, iş sahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.

Meydana getirilmesi sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, iş sahibi bunu önlemek üzere vereceği veya verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir.

ESER SÖZLEŞMESİNDE YÜKLENİCİNİN AYIPTAN SORUMLULUĞU VE SORUMLULUKTAN KURTULMA YOLLARI NELERDİR ?

Ayıp, taraflar arasında akdedilmiş olan sözlemeye göre eserde bulunacak özelliklerin bulunmaması ya da eserde bozukluklar olmasıdır.

Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra makul süre içerisinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilebilecek ayıplardır.

Gizli ayıplar ise, basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıplardır.

Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için öncelikle eserin teslim edilmiş olması gerekir. Eserin teslim edilmiş olması halinde iş sahibi tarafından fark edilen ayıplara ilişkin ihtarat yapılabilecektir. Eserin teslim edildiğinin ispatı yükleniciye aittir.

Yüklenicinin sorumluluğuna gidilebilmesi için bir diğer şart, ayıbın iş sahibinden kaynaklanmamış olmasıdır. İş sahibinin talimatları veya iş sahibine yükleneblecek herhangi bir sebepten meydana gelen ayıptan iş sahibi sorumludur ve yüklenici sorumlu tutulamaz.

İş sahibi, eserin tesliminden sonra, imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.

Eserdeki ayıp tespit edildikten ve yükleniciye ihtarat yapıldıktan sonra, kanun, iş sahibine seçimlik haklar tanımıştır. 6089 sayılı Borçlar Kanunu475. Maddesine göre iş sahibinin seçimlik hakları şu şekildedir;

“ 1- Eser iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.

2- Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.

3- Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.

 İş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.

Eser, iş sahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa iş sahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.”

Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğuna gidilebilmesi için, iş sahibinin eseri mutlaka makul sürede inceleyip açık ayıpları bildirmesi, eğer gizli ayıp var ise ayıp ortaya çıktığında derhal yükleniciye ihtarda bulunması gerekir. İş sahibi makul süre içerisinde ihtarda bulunmaz ise, eseri kabul etmiş sayılır ve yüklenici ayıptan sorumlu tutulamaz.

TBK’nun 477. maddesinde;

Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder.

İş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır.

Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır” denilmiştir. Bu halde, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş olması halinde yüklenici ayıptan sorumlu tutulabilir ancal elbette sonradan ortaya çıkan ayıplar konusunda yüklenicinin sorumluluğu devam etmektedir. Yüklenicinin gizli ayıplarla ilgili sorumluluğu, gecikmeksizin durumun kendisine bildirilmesine kadar devam edecek, halinde eser iş sahibince kabul edilmiş sayılacağından yüklenici gizli ayıplardan dolayı olan sorumluluktan da kurtulacaktır.

ESER SÖZLEŞMELERİNDE AYIPTAN KAYNAKLI DAVALARDA ZAMANAŞIMI NE KADARDIR ?

Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınır nitelikteki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar (TBK. 478.maddesi).

ESER SÖZLEŞMELERİNDE GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR ?

Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalara HMK’nın 6. Maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesinde ve 10. Maddesi uyarınca da işin yapıldığı yer mahkemesinde bakılabilir. Ancak taraflar sözleşmede farklı yer mahkemesini yetkili kılabilirler.

Görevli mahkeme genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemeleri olmakla birlikte somut olay özelinde farklılık gösterecektir. Örneğin eser sözleşmesinin taraflarının tacir olması halinde, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olacaktır.

Avukat Busem Erdoğan İskurt 

Avukat Hüseyin Acar

Reşit Hukuk & Danışmanlık