İSTİRDAT DAVASI NEDİR ?

İSTİRDAT DAVASI NEDİR ?

1.İSTİRDAT DAVASI NEDİR?

İstirdat davası, bir kişinin borçlu olmadığı halde cebri icra yolu ile ödeme yapmak zorunda bırakılması sonucu, yaptığı ödemenin iadesi talepli açtığı davadır.

Hukuk sistemimizde icra takipleri, sınırlı inceleme altında ve hızlı çözüm odaklı yürütülmektedir. Bunun sonucunda da bir takım maddi hatalar meydana gelebilmektedir. Bir ilamsız takip sonucu, takip borçlusu borçlu olmadığı halde ödeme yapmak zorunda kalmış ise bu durumda bir eda davası olan istirdat davası açılarak yapılan ödemenin iadesi talep edilebilir.

İstirdat davası, İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinin 6 ve 8. fıkralarında düzenlenmiştir. 

2.İSTİRDAT DAVASI ŞARTLARI NELERDİR?

İstirdat davasının açılması ve mahkemece kabul kararı verilebilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekir;

A)Borçlu olunmayan bir paranın ödenmesi:

Borçlunun ödemesi gerekmeyen ve borçlu olmadığı bir borcu ödemiş olması gerekir. Örneğin geçersiz bir sözleşmeye yönelik yapılmış ödeme ya da önceden ödenmiş bir borcun tekrar ödenmesi gibi sebeplerle istirdat davası açılabilir.

B)Ödemenin iadesi mümkün bir alacak sebebiyle yapılmış olması:

Ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklı yapılan ödemelere ilişkin istirdat davaları reddedilir. Örneğin, kumar borcuna ilişkin başlatılmış olan bir takip sonucu yapılan ödemenin iadesi yapılmaz.

C)Ödemenin cebri icra tehdidi altında yapılmış olması:

Kişinin yapmış olduğu ödeme, kesinleşmiş bir icra takibinden kaynaklı ve cebri icra tehdidi altında yapılmış olmalıdır. İcra takibinden önce yapılmış olan ödemeler için istirdat davası açılamaz.

D)Davanın ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 1 yıl içinde açılmış olması:

İstirdat davası, kişinin borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödeme yapmasından itibaren 1 yıl içerisinde açılmak zorundadır. Bu süre hak düşürücüdür.

3.İSTİRDAT DAVASI - MENFİ TESPİT DAVASI ARASINDAKİ FARK NEDİR?

İstirdat davaları ile menfi tespit davaları arasındaki en önemli fark, menfi tespit davasının bir tespit davası, istirdat davasının ise bir eda davası olmasıdır.

Menfi tespit davalarında borçlu, borcunun olup olmadığına ilişkin tespit talep ederken, istirdat davalarında borçlu olunmadığı halde yapılan ödemenin iadesi talep edilir. Menfi tespit davaları niteliği gereği takibi durdurmaz, belirli miktarda teminat yatırılmadığı halde icra işlemlerine devam edilir. Bu durumda, menfi tespit davası devam ederken borçlunun bizzat ödeme yapması ya da haciz yolu ile borcun ödenmesi halinde menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşür.

Menfi tespit davası devam ederken borcun bir kısmı ödenirse, yalnızca ödenen kısım için menfi tespit davası istirdat davasına dönüşecektir.

Menfi tespit davası sırasında borcun tamamının veya bir kısmının ödenmesi halinde, mahkemece resen ya da taraflarda talep edilmediğinden dolayı dava istirdat davasına dönüşmez ve menfi tespit davası borçlu lehine sonuçlanır ise, borçlu işbu ilam ile icra dairesine başvurarak icranın iadesini talep edebilecektir.

4.ZORUNLU ARABULUCULUK DAVA ŞARTI MIDIR?

İstirdat davaları için arabuluculuk dava şartı vardır şeklinde bir genelleme yapılamamakla birlikte taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın niteliğine göre zorunlu arabuluculuk dava şartı olabilmektedir. Örneğin ticari ilişkilerden kaynaklı alacaklara ilişkin uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk dava şartı bulunmaktadır ve ticari ilişkiye dayanan bir uyuşmazlık sonucu açılacak olan istirdat davasında zorunlu arabuluculuk dava şartı olacaktır.

5.GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME          

İstirdat davalarında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Ancak taraflar arasındaki istirdat davasının konusu, özel mahkemelerin görev alanına giren bir uyuşmazlık ise istirdat davasında görevli mahkeme, uyuşmazlık konusunun görev alanına girdiği özel mahkeme olacaktır. Örnek vermek gerekirse taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklanan para alacağı ile alakalı bir uyuşmazlık için açılacak istirdat davasında görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemesidir.

Istirdat davalarında iki farklı yetki kuralı bulunmaktadır. İlki takibin yapıldığı yer mahkemesi, ikincisi ise davalının yani alacaklının yerleşimyeri mahkemesidir. Ancak taraflar (tacir vs.) aralarında yapılmış olan sözleşmelerde başka mahkeme veya mahkemeleri de yetkili kılabilirler. Eğer taraflarca münhasır yetki sözleşmesi yapılmışsa, istirdat davası sadece kararlaştırılan mahkemede açılır.

Avukat Busem Erdoğan İskurt

Avukat Hüseyin Acar

Reşit Hukuk & Danışmanlık