DELİL ELDE ETMEK AMACIYLA SES VE GÖRÜNTÜ KAYDI ALMAK SUÇ OLUŞTURUR MU ?

DELİL ELDE ETMEK AMACIYLA SES VE GÖRÜNTÜ KAYDI ALMAK SUÇ OLUŞTURUR MU ?

1.DELİL ELDE ETMEK MAKSADIYLA SES VE GÖRÜNTÜ KAYDI ALMAK SUÇ MUDUR ?

Teknoloji çağı olarak nitelendirilen bu çağda kişiler belli sebeplerle ses ve görüntü kaydı almaktadır. Ancak ses ve görüntülerin kaydedilmesi Türk Ceza Kanununda suç olarak düzenlenmiştir. Sesin ya da görüntülerin nerede , ne zaman , nasıl kayda alındığı oluşacak suç açısından önem arz etmektedir.

2.SES VE GÖRÜNTÜ KAYDI ALMAK HANGİ SUÇ TİPİNİ OLUŞTURABİLİR ?

Özel hayata ilişkin görüntü ve seslerin kaydedilmesi durumunda oluşacak suç tipi özel hayatın gizliliğini ihlaldir. Türk Ceza Kanununun 134.maddesinde düzenlenen bu suç tipinde mağdurun özel hayatının gizliliği korunmaktadır. Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 2015/16560 Esas , 2017 / 4579 Karar sayılı dosyasında özel hayatın kapsamı şu şekilde açıklanmıştır:

‘‘Özel hayat; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerir.’’

Bu kapsamda yer almayan ses ve görüntülerin kaydedilmesi durumunda ise oluşacak suç kişisel verilerin kaydedilmesi suçudur. Türk Ceza Kanununun 135.maddesinde düzenlenen bu suç tipinde mağdurun kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkı korunan hukuksal değerdir. Yargıtay’a göre kişisel veri herkes tarafından bilinmeyen, kolaylıkla ulaşılabilmesi mümkün olmayan kişiyi belirlenebilir kılan ve toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran gerçek kişiye ait tüm verilerdir. Kurumlara ait veriler kişisel veri olarak kabul edilmezler.

3.ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL VE KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇLARININ NİTELİKLİ HALLERİ VAR MIDIR ?

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunda gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Yani u fiilin işlenmesi başka bir suçun nitelikli halini oluşturmaktadır.

Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunda ise 135.maddenin 2.fıkrasında nitelikli hal düzenlenmiştir. Kaydedilen kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır.

4.ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL VE KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇLARININ CEZASI NE KADARDIR?

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezasıdır. Ancak blog konumuz olan gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak 2.fıkrada düzenlenen kişisel verilerin kaydedilmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.

5. ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL VE KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇLARI ŞİKAYETE TABİ MİDİR ?

Ses ve görüntü kaydı almak suretiyle işlenen Türk Ceza Kanununun 134 ve 135.maddesinde yer alan özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin kaydedilmesi suçu şikayete tabi değildir. Dolayısıyla bu suçlar resen kovuşturulur.

6.ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL VE KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇLARI İÇİN ÖNGÖRÜLEN ZAMANAŞIMI NE KADARDIR ?

Türk Ceza Kanununun 62.maddesi gereği beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı sekiz yıldır. Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer. Zamanaşımının durması ya da kesilmesi mümkündür. Bu husus 63.maddesinde düzenlenmiştir.

Ceza zamanaşımı ise beş yıla kadar hapis cezalarında on yıldır. Hükmün kesinleştiği veya infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden itibaren ceza zamanaşımı işlemeye başlar ve kalan ceza miktarı esas alınarak süre hesaplanır.

7.HUKUKA UYGUN BİR ŞEKİLDE SES VE GÖRÜNTÜ KAYDI ALMAK MÜDÜR ?

Ses ve görüntü kayıtlarının alınması bazı durumlarda hukuka uygun kabul edilebilir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 21.05.2013 tarih ve 2012/5 Esas, 2013/248 karar sayılı dosyasında şu şekilde karar vermiştir :

''Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur.''

8.ELDE EDİLEN VERİLER MAHKEMEDE DELİL OLARAK KULLANILABİLİR Mİ?

Gerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu gerekse Ceza Muhakemeleri Kanunu hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağından bahsetmektedir. Bu nedenle  herhangi bir hukuka uygunluk nedeni olmadan ses ve görüntü kaydı alınması durumunda elde edilen deliller hukuka aykırı olacaktır. Hukuka aykırı deliller de hükme esas alınamayacaktır.

9.BOŞANMA DAVASINDA İDDİALARI İSPATLAMAK İÇİN BU DELİLLER KULLANILABİLİR Mİ ?

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 189.maddenin 2.fıkrasına göre ‘‘Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.’’ Bu nedenle hukuka aykırı elde edilmiş olan ses ve görüntü kayıtları mahkemece dikkate alınamaz. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/2-703 Esas , 2012/70 Karar sayılı dosyasında rıza hilafına kaydedilen görüntü ve seslerin hükme esas alınamayacağına hükmedilmiştir :

‘‘Mahkemece, hükme esas alınan CD, davalı kadının rızası dışında kaydedildiği gibi sırf boşanma davasında delil olarak kullanılmak amacıyla bir kurgu sonucu oluşturulmuştur. O halde bu şekilde oluşturulmakla usulsüz olarak yaratılmış bu delilin hükme esas alınması mümkün değildir.’’

Ancak  Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/17220 Esas sayılı, 2008/13614 Karar sayılı dosyasında eşlerin birbirlerine karşı özel hayatının olmadığını söylemiş , bu nedenle eşinden şüphelenen kişinin eve gizlice ses kayıt cihazı yerleştirmesini ve aldatmayı ispatlamasını mümkün kılmıştır :

“Delilin elde edilişinde hukuka uygunluk nedenleri varsa, o zaman kanuna aykırılık ortadan kalkar. Kuşkusuz Anayasaya göre; herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Ancak, evlilik birliğinde eşlerin, evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları da yasal bir zorunluluktur.(TMK.m.185/3) O nedenle, evlilikte, evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülükler alanı, eşlerin her birinin özel yaşam alanı olmayıp, aile yaşamı alanıdır. Bu alanla ilgili de eşlerin tek tek özel yaşamlarının değil bütün olarak aile yaşamının gizliliği ve dokunulmazlığı önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan evliliğin yasal yükümlülükler alanı, diğer eş için dokunulmaz değildir. Bu nedenle, eşinin sadakatinden kuşkulanan davacı-davalının, birlikte yaşadıkları her ikisinin de ortak mekânı olan konutta, eşinin bilgisi dışında ses kayıt cihazı yerleştirerek, eşinin aleni olmayan konuşmalarını kaydetmesinde bu suretle sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmayan davranışlarını tespit etmesinde özel hayatın gizliliğinin ihlalinden söz edilemez ve hukuka aykırılık bulunduğu kabul olunamaz.’’ 

10.PARA ALACAĞINI İSPATLAMAK İÇİN BU DELİLLER KULLANILABİLİR Mİ?

Delil elde etmek maksadıyla ses ve görüntü kaydı alınmasının bazı durumlarda hukuka uygun olacağından bahsedilmişti. Ancak para alacağını ispatlamak bir hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemez. Bu nedenle elde edilen delil hukuka aykırıdır.

11.DELİL OLARAK KABUL EDİLMESE DAHİ KAYDEDİLEN VERİLERİ MAHKEMELERE SUNMAK SUÇ MUDUR ?

Hukuka uygun olsun ya da olmasın elde edilen delillerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi suç olarak düzenlenmiştir. Bu durumda hem özel hayatın gizliliğini ifşa (TCK 134/2) hem de kişisel verilerin  hukuka aykırı olarak yayılması (TCK 136) suçu oluşmaktadır. Ancak bu suçların oluşabilmesi için failin hukuka aykırı hareket etmesi gerekir. Elde edilen verilerin mahkemeye sunulması durumunda özel hukuka aykırılık bilinci yoktur.

12.SES YA DA GÖRÜNTÜNÜN KAYIT ALTINA ALINDIĞINDAN ŞÜPHELENEN BİRİ BUNU NASIL İSPATLAR?

Böyle bir durumda yapılacak şey ses ve görüntünün kaydedildiği cihazın el konulmasını istemek olacaktır. Çünkü burada ses ve görüntü suçun delili olmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanununa göre bu durumda cihaza el konulur ve cihaz üzerinde inceleme yapılır.

Stajyer Avukat Sema Nur Deveci 

Avukat Hüseyin Acar

Reşit Hukuk & Danışmanlık