CEBİR SUÇU

CEBİR SUÇU

CEBİR SUÇU 

TCK 108’de düzenlenen cebir suçu , kasten yaralama suçunun bir amaç doğrultusunda işlenmesiyle oluşur. Genel ve tamamlayıcı bir suç tipi olan cebir suçu hürriyete karşı suçlar içerisine yer almaktadır. Cebir suçunda fail , kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak cezalandırılır. 

SUÇLA KORUNAN HUKUKSAL DEĞER

Bu suçla fail kişinin bedeni üzerinde zorlayıcı kuvvet kullanarak bireyin iradesini yönlendirilmeye çalışmaktadır. Cebir suçuyla korunan temel hukusal değer, bireyin iradesi ,karar verme ve hareket serbestisidir. Korunan yardımcı hukuksal değer ise bireyin vücut dokunulmazlığıdır. 

SUÇUN KONUSU

Bu suçta hareket kişinin vücuduna yönelmektedir. Bu nedenle suçun konusunu mağdurun bedeni oluşturur.

FAİL ve MAĞDUR

Bu suç özgü bir suç olmadığından herkese karşı işlenebilir. Tüzel kişilerin bu suçun faili olup olamayacağı tartışmalıdır.  Çünkü belli bir gayeye yönelik irade ile hareket edebilme yeteneği sadece insanlara özgüdür. Ancak Türk Ceza Kanununun 111. maddesine göre tehdit suçu dolayısıyla ilgili tüzel kişiler hakkında Türk Ceza Kanununun 60 ıncı maddesi hükmüne göre tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur denilmiştir. Bu nedenle doktrinde bazı hocalar ‘cezalar ancak faillere uygulanabilir’ diyerek tüzel kişilerin de fail olabileceğini savunmaktadır.

Tüzel kişiler faaliyetlerini organları vasıtasıyla yerine getirirler. Bu nedenle tüzel kişinin faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar gerçek kişilere atfedilebilir. Dolayısıyla tüzel kişilerin fail olamayacağı kanaatindeyim . Kanunda öngörülen tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri suçun tüzel kişi yararına işlenmesi durumunda ortaya çıkan bir cezadır. 

TCK 256 gereği zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin , görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanması halinde, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. 

Bu suçun mağduru cebir neticesinde failin isteği doğrultusunda hareket eden kişidir. Cebir mağdura, mağdurun yakınlık duyduğu bir kişiye karşı kullanılabilir. Cebrin kullanıldığı kişi  mağdurun iradesini etkileyebilecek bir kişi olmalıdır. Bu bağlamda, üzerinde cebir kullanılan ile belli yönde davranması istenen kişiler farklı olabilir .

Tehdit ve şantaj suçundan farklı olarak cebir suçunda mağdur ayırt etme gücüne sahip olmayan biri olabilir. 

Mağdurun kamu görevlisi olması ve görevini yaptırmamak için cebre maruz kalması durumunda cebir suçu değil TCK 265 te düzenlenen görev yaptırmamak için direnme suçu oluşmuş olur. 

MADDİ UNSUR

Bu suçun maddi unsurunu cebir oluşturur. Cebir suçu;

1.Mağdurun bir şeyi yapması için işlenebilir.

2.Mağdurun bir şeyi yapmaması için işlenebilir : Yargıtay 4.Ceza Dairesinin 2015/ 29019 Esas, 2016 / 5457 karar sayılı dosyası buna örnek niteliğindedir.

‘’Mahkemenin kabulünde, katılanın 250 TL olan alacağını sanıktan istediği, ancak sanığın geçiştirdiği ve birkaç gün sonra da katılanın dükkanına gittiği ve “benim sana borcum yok” diyerek katılanı alacağından vazgeçirmek amacıyla yumrukladığının belirtilmesi karşısında; sanığın yaralama eyleminin TCK'nın 108. maddesinde karşılığını bulan “bir şeyi yapmaması için cebir kullanılması” niteliğinde olmadığı gözetilmeden yaralama suçundan verilen cezanın cebir nedeniyle artırılması…’’

3.Kendisinin bir şeyi yapmasına izin verilmesi için işlenebilir. 

Cebir , zorlayıcı etki yaratan her türlü davranıştır . Cebrin mağdurun direncini kırmaya yönelik ve  objektif olarak mağdurun iradesini zorlamaya elverişli olması gerekmektedir.Cebir var olan direnci ortadan kaldırmaya yönelik olabileceği gibi ilerde gerçekleşebilecek direnci engellemeye yönelik de olabilir.

Cebir bedene yönelik olmalıdır  ancak bedene temas edilmesi zorunlu değildir. Mağdurun iradesini etkileyebilmek için uyuşturucu madde verilmesi durumunda da cebir suçu oluşmaktadır. 

Cebir mağdurun karşı koymasını güçleştirir veya direncini ortadan kaldırır. Bazı yazarlar ise sadece fiziki güç kullanımının olduğu, bedensel temas içeren eylemleri cebir sayar. O görüşe katılmak mümkün değildir. 

Failin amacına ulaşıp ulaşmaması suçun oluşumu bakımından önemli değildir. 

Cebir suçunda, kasten yaralamaya atıf yapılmıştır. Bu atıf suçun ceza kısmına değil tamamına yöneliktir.

Maddi bir menfaat elde etmek ya da alacağına kavuşmak amacıyla cebir uygulanması halinde yağma suçu oluşur. 

MANEVİ UNSUR

Mağdurun bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için cebre maruz kalması gerekmektedir. Bu nedenle failde bir özel kast mevcut olmalıdır.  Cebir suçunu kasten yaralamadan ayıran bu özel kasttır. 

Suçun oluşumu için özel kast arandığından bu suç olası kastla işlenemez. 

HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

Kanunda yer alan hareketlerin yapılmasıyla hukuka aykırılık unsuru kendiliğinden oluşur. Ancak bu unsuru ortadan kaldıracak bazı hukuka uygunluk nedenleri vardır.

Kanun emrini ifa hukuka uygunluk nedeninin oluşması mümkündür. Kolluk kuvvetlerine ilgili kanunlarda zor kullanma yetkisi verilmiştir. Bu kişilerin kanunun çizdiği sınırlarda başkasına kuvvet uygulaması durumunda bu suç oluşmaz. 

Meşru müdafaanın oluşması mümkündür. Hırsızın eşyalarını bırakması için sahibin kuvvet uygulaması durumu buna örnek oluşturmaktadır. 

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

*Teşebbüs : İcra hareketlerinin failin elinde olmayan nedenlerle tamamlanamaması durumunda teşebbüs söz konusu olur. Bu suça da teşebbüs mümkündür. 

*İştirak : Bu suça iştirak mümkündür. Bu kişiler azmettiren , yardım eden , müşterek fail olarak ortaya çıkabilir. Genel hükümlere göre sorun çözülür.

Fail cebir kullanmak suretiyle bir başkasına suç işletmişse, suç işleten TCK 28 gereği  “dolaylı fail” olarak sorumlu olur .

*İçtima : Tehdit suçu başka bir suçun ağırlaştırıcı nedeni ya da başka bir suçun unsuru olabilir. Bu nedenle tehdit suçu, genel ve tamamlayıcı bir suçtur.

SORUŞTURMA , KOVUŞTURMA , YAPTIRIM

5235 sayılı kanunun 14.maddesi gereği mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur. Kasten yaralama suçu asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suç tipidir. Cebir suçunda da kasten yaralamaya ilişkin hükümlere atıf yapıldığından cebir suçu da asliye ceza mahkemelerinin görev alanına girmektedir. 

Her ne kadar kasten yaralama  suçunu atıf yapılmış olsa da bu suçtan ayrı düzenlenen cebir suçunda soruşturma-kovuşturma yapılabilmesi için mağdurun şikayeti aranmamıştır.  Bu nedenle cebir suçu resen soruşturulur. 

Cebir suçunda fail , kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak cezalandırılır.

Avukat Hüseyin ACAR

Stajyer Avukat Hüseyin ACAR

Reşit Hukuk & Danışmanlık Bürosu