TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA DAVA ŞARTI OLARAK ARABULUCULUK


Hüseyin ACAR

Kurucu Avukat

TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA DAVA ŞARTI OLARAK ARABULUCULUK

1- GİRİŞ

Kökeni ilk medeniyetlere dayanan, modern hukuk sistemlerinde 20.yüzyıldan itibaren benimsenen alternatif bir uyuşmazlık çözümü olarak arabuluculuk, ülkemizde 22.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile uygulanmaya başlamıştır. Uygulamada arabuluculuk; yuvarlak masa etrafında tabiriyle kastedilen tarafsız bir arabulucu eşliğinde tarafların (tüketici ve satıcı/sağlayıcı) uyuşmazlıklarını çözmek için başvurdukları bir yöntemdir.  Zorunlu arabuluculuk olarak da adlandırılan “dava şartı olarak arabuluculuk” ise ülkemizde ilk kez 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3. maddesi uyarınca iş hukukundan kaynaklanan birtakım uyuşmazlıklarda uygulanmaya başlamış, sonrasında Türk ticaret Kanununa eklenen hükümle 01.01.2019 tarihinden beri ticari uyuşmazlıklarda mecburi hale getirilmiştir. Son olarak 7251 Sayılı Kanunun 28.07.2020 tarihli Resmi Gazetede yürürlüğe girmesiyle birlikte tüketici uyuşmazlıklarında da arabulucuya başvuru bir dava şartı haline gelmiştir. Bu yazımızda 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna eklenen maddelerle getirilen zorunlu arabuluculuğun kapsamından bahsedilecektir.

2- 6502 SAYILI KANUNDA DAVA ŞARTI OLARAK ARABULUCULUĞUN KAPSAMI

TKHK’ye 7251 Sayılı Kanunun 59.maddesiyle eklenen 73/A maddesi “tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartıdır” hükmüyle genel bir kural ortaya koymuş, devamında istisnaları sıralamıştır. Madde lafzından da anlaşılacağı gibi artık tüketici işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda aslolan tüketici mahkemelerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurmaktır. 73/A maddesindeki istisnalara giren konularda ise dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulama bulmayacak olup tüketiciler doğrudan dava açılabilecektir. Diğer bir deyişle 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/A maddesinin 1.fıkrasının (a), (b), (c), (ç), (d) bentleri ve 2.fıkradaki konular dışındaki tüm tüketici işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemelerinde dava açmak için öncesinde arabulucuya başvurmak bir dava şartı olarak ihdas edilmiştir.

 2.1- İSTİSNALAR

  • Tüketici Hakem Heyetinin Görevi Kapsamında Olan Uyuşmazlıklar

Mahkemelerdeki iş yükünü azaltmak ve tarafların uyuşmazlıklarını daha kısa sürede daha az masrafla sonuçlandırmasını sağlamak amacıyla teşvik edilen alternatif uyuşmazlık çözümlerinden biri de tahkimdir. Tüketici hakem heyetinin hukuki niteliği tartışmalı olsa da [1]

alternatif bir uyuşmazlık çözüm yolu olarak bazı parasal sınırlar dahilindeki tüketici işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda başvurulması zorunlu bir müessesedir. 6502 Sayılı Kanunun 68.maddesine atıfla 31.12.2019 tarih ve 30995 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan tebliğde belirtilen parasal sınırlar şöyledir:

MADDE 3 – (1) 2020 yılı için Tüketici Hakem Heyetlerine yapılacak başvurularda değeri:

  1. a) 6.920 (altıbindokuzyüzyirmi) Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetleri,
  2. b) Büyükşehir statüsünde olan illerde 6.920 (altıbindokuzyüzyirmi) Türk Lirası ile 10.390 (onbinüçyüzdoksan) Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri,
  3. c) Büyükşehir statüsünde olmayan illerin merkezlerinde 10.390 (onbinüçyüzdoksan) Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri,

ç) Büyükşehir statüsünde olmayan illere bağlı ilçelerde 6.920 (altıbindokuzyüzyirmi) Türk Lirası ile 10.390 (onbinüçyüzdoksan) Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri, görevlidir.

Buna göre değeri 10.390 TL’nin altında olan tüketici uyuşmazlıklarında tüketici hakem heyetleri görevli olup yeni yasa ile getirilen 73/A maddesinin 1.fıkrasının (a) bendi uyarınca bu uyuşmazlıklar için arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz. Yani tüketiciler değeri 10.390 TL’nin altında olan uyuşmazlık için zaten tüketici mahkemelerinde dava açamayacak olup tüketici hakem heyetlerine başvurmak zorunda olduklarından burada zorunlu arabuluculuk hükümleri uygulama bulmayacaktır. Dilerlerse yine de tüketiciler değeri 10.390 TL’nin altındaki uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetine başvurmadan önce 6502 Sayılı Kanunun 68. maddesinin 5.fıkrası uyarınca ihtiyari arabuluculuk müessesesine başvurabilirler. Değeri 10.390 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklarda ise diğer istisnalar kapsamında olmayan konularda tüketici mahkemelerinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması artık zorunludur.

  • Tüketici Hakem Heyeti Kararlarına Yapılan İtirazlar

Tüketici hakem heyetinin verdiği kararlar taraflar için bağlayıcı olduğundan kararın hukuka uygun olmadığını düşünen taraf ancak bu karara karşı kararın verildiği yerdeki tüketici mahkemesine veya o yerde tüketici mahkemesi yoksa asliye hukuk mahkemesine doğrudan itiraz edebilir. 73/A maddesinin 1.fıkrasının (b) bendi kapsamdaki itiraz yeni bir dava olmayıp zorunlu arabuluculuğa tâbi değildir.

  • Tüketici Örgütleri, İlgili Kamu Kurumları ve Bakanlığın Açtığı Davalar

28.07.2020 tarihli 7251 Sayılı Kanunun getirdiği değişiklikle 6502 Sayılı Kanuna eklenen madde 73/A fıkra 1 bent (c)’ye göre haksız ticari uygulamalar dışında tüketicileri ilgilendiren ve haksız şart oluşturan/oluşturması muhtemel durumlarda haksız sözleşme şartlarının kullanılmasının önlenmesi amacıyla “meşru menfaati olan” gerçek ve tüzel kişiler dava açabilmektedir. [2] Tüketici işlemlerinde kanuna aykırı bir durumun doğmasına sebep olacak genel nitelikli uygulamaların önlenmesi, durdurulması, buna ilişkin ihtiyati tedbir kararının alınması veya hukuka aykırılığın tespiti amacıyla açılacak davalarda da arabuluculuk bir dava şartı olmayacak, meşru menfaati olan gerçek ve tüzel kişiler doğrudan tüketici mahkemelerinde dava açmaya devam edeceklerdir. 73/A maddesinin 1.fıkrasının (ç) bendinde aynı Kanunun 74.maddesinde belirtilen davalarda da arabuluculuk dava şartının uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu davalar yine tüketici örgütlerinin, Bakanlığın, kamu kurum ve kuruluşlarının açtığı, satışa sunulan seri malların ayıplı olduğunun tespiti ile üretim veya satışının durdurulması ve diğer taleplerle ilgili davalardır. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan tüketici mahkemelerinde dava açılabilir.

  • Tüketici İşlemi Mahiyetinde Olan ve Taşınmazın Aynından Doğan Uyuşmazlıklar

Taşınmazın aynından kaynaklanan bir uyuşmazlık tüketici işlemi niteliğini haiz olsa bile yasal düzenleme ile dava şartı olan arabuluculuk kapsamının dışında bırakılmıştır. Öncesinde de belirtildiği gibi arabuluculuk, tarafların daha hızlı ve masrafsız bir yolla anlaşarak dava külfetlerinden kurtulmaları için getirilmiş alternatif bir çözüm yöntemidir. Taşınmazın aynından doğan davaların ise icra edilebilirliği için mahkemenin icra edilebilirlik şerhi vermesi gerekmektedir. Taşınmazın devri ve tescili cebri icraya elverişli bir konu olmadığından ve cebri icraya elverişli olmayan bir konu hakkında mahkemeden icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi talep edilemediğinden [3] böyle bir hususta dava açarak mahkemeden karar almak gerekecektir.

3- İLK ARABULUCULUK TOPLANTISINA KATILAMAMA HALİNDE YARGILAMA GİDERLERİNİN TÜKETİCİ ALEYHİNE İŞLETİLEMEMESİ

TKHK’ye eklenen 73/A maddesinin 2.fıkrası Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 1.fıkrasında öngörülen “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf…davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez...” hükmünün tüketicinin korunması ve hukuki yollara başvurmaktan mahrum bırakılmaması için tüketici aleyhine değerlendirilemeyeceği yasada belirtilmiştir.

4- ARABULUCULUK ÜCRETİ

73/A maddesi 3.fıkra uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, tarafların katılımının sağlanamaması dolayısıyla görüşme yapılamaması, tarafların anlaşmaları ya da anlaşamamaları hallerinde tüketicinin ödemesi gereken arabuluculuk ücreti Adalet Bakanlığınca karşılanacaktır. Belirtilen hallerde ise arabuluculuk ücreti Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin Birinci Kısmına göre iki saatlik tutarı geçemez. Arabuluculuk faaliyeti sonrası açılan davanın tüketici lehine sonuçlanması halindeyse arabuluculuk ücreti davalıdan tahsil edilecektir.

5- ARABULUCULUK HÜKÜMLERİNİN ZAMAN İTİBARİYLE UYGULAMASI

28.07.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7251 Sayılı Kanunun 60.maddesiyle TKHK’ye eklenen geçici 2.madde gereğince tüketici uyuşmazlıklarında arabuluculuk dava şartı yasanın yayınlanması ile yürürlüğe girmiştir. Bu tarih itibariyle henüz açılmamış davalarda arabulucuya başvuru zorunludur ancak bu tarihte halihazırda ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında zorunlu arabuluculuk hükümleri uygulanmaz.

6- SONUÇ

2013 yılından beri uygulanan ihtiyari arabuluculuk müessesesinin daha hızlı, çözüme elverişli ve daha az masraflı olduğu kanaatindeki kanun koyucu, mahkemelerde görülen iş yükünü azaltmak ve tarafların bu avantajlardan etkili şekilde faydalanmasını sağlamak amacıyla iş davaları ve ticari davalardan sonra tüketici uyuşmazlıklarından kaynaklanan birtakım davalar için de arabulucuya başvuruyu bir dava şartı haline getirmiştir. Yukarıda bahsedilen sınırlar içerisindeki konularda tüketici mahkemeleri önünde dava açmadan önce tüketicilerin arabulucuya başvurması gerekmektedir. Arabulucu müessesesinden en etkili faydaları sağlayabilmek ve süreçleri doğru yönetmek açısından bir hukuk bürosundan danışmanlık alınmasını tavsiye ederiz.

Saygılarımızla,

Stj. Av. Emine Göğüş (eminegogus@resithukuk.com)

Reşit Hukuk & Danışmanlık / Resit Law Firm 

[1] Kurtulan, G. (2017). Türk Hukukunda Tüketici Uyuşmazlıklarının Tahkime Elverişliliği. Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 239-260.

[2] Aslan, İ. Y. (2016). Bankacılar İçin Tüketici Hukuku . İstanbul: ARYAN Basım Tanıtım ve Matbaa Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.

[3] Bulur, A. (2014). 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Amaç Ve Kapsamı” Çerçevesinde Taşınmaz Üzerindeki Ayni Hakka İlişkin Veya Ayni Hak Sahipliğinde Değişikliğe Yol Açabilecek Uyuşmazlıklar Arabuluculuğa Elverişli Midir? Arabuluculuk Ve Diğer Uzlaşma Yöntemleri Çalıştayı. Ankara: Ankara Barosu.