MAL REJİMİ NEDİR ?

MAL REJİMİ NEDİR ?

MAL REJİMİ NEDİR ?

Eşler arasında açılmış olan boşanma davası ile birlikte mal rejimi sona erer. Ancak mal rejiminin sona ermesi, mal rejimi tasfiyesinin hemen başlayacağı anlamına gelmemektedir. Eşlerin mal rejimi ile ilgili usulüne uygun açtıkları bir dava veya karşı dava mevcut değilse; mahkeme bu konudaki talepleri kendiliğinden inceleyemez. Usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması halinde ise davalının birleşen bir davası veya karşı davası mevcut değilse, onun mal rejimine yönelik ileri süreceği alacak, takas gibi talepler sonuç doğurmaz.

Artık değere katılma payı, değer artış payı, katkı payı alacağı davaları mal rejiminin tasfiyesine yönelik davalardır. Bu davaların açılabilmesi için eşler arasındaki ‘’mevcut mal rejiminin’’ sona ermesi (TMK 225. madde) gerekir. Boşanma, evlenmenin iptali veya mahkeme tarafından mal ayrılığına geçilmesine yönelik davalardan birinin açılması durumunda; bu davaların açıldığı tarihte eşler arasındaki ‘’mevcut mal rejimi’’ sona erer. Fakat mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir davanın esastan incelenip hüküm kurulabilmesi için; yukarda belirtilen davalardan birinin kabul edilerek buna ilişkin kararın kesinleşmesi gerekir.

Boşanma davası açılmış ve henüz derdest ise; açılmış bulunan mal rejiminin tasfiyesine yönelik davalar, devam eden boşanma davasının sonucunu bekleyecektir. Boşanma, evlenmenin iptali veya olağanüstü mal rejimine geçiş davaları mahkeme tarafından kabul edilir ve bu kararlar kesinleşirse; mal rejiminin tasfiyesine yönelik davalar da esastan incelenip hüküm kurulabilecektir.

Boşanma davası ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi talep edilebilir. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere bir boşanmanın varlığı söz konusu olduğu için, boşanmanın gerçekleşmesi mal paylaşımı konusu için bekletici mesele olacaktır. Yani mal paylaşımı konusunda karar vermek için öncelikle boşanma davasının kabul edilmesi beklenecektir.    

Yargıtay 2 Hukuk Dairesi 14.3.2005 tarihli 2005/1920 E. 2005/3866 K. sayılı kararında:

Medeni Kanunun 227. maddesi; eşlerden birinin diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunması halinde, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artış payını katkısı oranında isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu katkının istenebilmesi için edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi zorunludur. ( MK. md. 214/2 ) Boşanma davası halen sonuçlanmamıştır. Mahkemece değer artış payına yönelik dava tefrik edilip, boşanma davasının sonucu beklenip, deliller değerlendirilip karar verilmesi gerekirken, dava şartı oluşmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” şeklinde hüküm oluşturmuştur.

Bu durumda, boşanma davası ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi talep edilebilir ancak, mahkeme mal rejiminin tasfiyesi için yeni bir esas ile dosya açılmasına ve boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına karar verecektir. Ayrılmış olan mal rejimi davası için usulüne uygun harç yatırılması gerekecek aksi halde dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilecektir.

 MAL REJİMİ DAVALARI NELERDİR ?

1.Katılma Alacağı Davası

4721 sayılı Medeni Kanun’a göre, 01.01.2002 tarihinden itibaren boşanma halinde mal paylaşımı, “edinilmiş mallara katılma rejimi” esaslarına göre yapılır. Buna göre, her eş diğer eşin evlilik içinde “edinilmiş mal” niteliğindeki mallarının yarısının değeri üzerinde alacak hakkına sahiptir. Bu hak, katılma alacağı davası” açılarak talep edilebilir.

Boşanma davası, mal rejiminin tasfiye sürecini de başlatır. Boşanma kararı kesinleşmek kaydıyla, mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiş kabul edilir (MK m.225/son). Boşanan tarafların mal paylaşımı açısından tüm alacak ve borçları bu tarih esas alınarak hesaplanır.

Taraflar birbirlerinden mal paylaşımı davasında ayni taleplerde bulunamazlar. Tarafların talep hakkı, belirlenen artık değer üzerinden hesaplanan alacak ile sınırlıdır. Örneğin, evlilik içinde alınan evin yarısının mülkiyetinin kendisine geçirilmesini isteyemez. Ancak, bu evin değerinin yarısının katılma alacağı olarak kendisine ödenmesine karar verilmesini talep edebilir.

4721 sayılı Medeni Kanun gereğince katılma alacağı şu şekilde hesaplanır:

  • Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
  • Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler, edinilmiş mallara değer olarak eklenir (TMK 229.madde)
  • Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir. Her borç, ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Hangi kesime ait olduğu anlaşılamayan borç, edinilmiş mallara ilişkin sayılır.  Bir mal kesiminden diğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, değer artması veya azalması durumunda denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete göre yapılır. (TMK 230.madde)
  • Artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Değer eksilmesi göz önüne alınmaz. (TMK 231.madde)

Mal rejiminin her iki taraf için de tasfiye edilebilmesi için her iki tarafın da usulüne uygun talepte bulunması gerekir. Usulüne uygun bir katılma alacağı davası veya karşı dava olmadan, artık değere dayanan katılma alacağı hesaplanamaz. Bu nedenle, bir tarafın açtığı mal paylaşımı davasına diğer taraf karşı dava açarak talepte bulunursa mal rejimi iki taraflı tasfiye edilir. Aynı şekilde her iki tarafın ayrı ayrı açmış olduğu mal paylaşımı davası birleştirilerek iki taraflı tasfiye kararı verilebilecektir.

2. Değer Artış Payı ve Katkı Payı Alacağı Davası 

743 sayılı eski Medeni Kanun’da, eşlerden birinin diğerinin aldığı mallara karşılıksız katkı sunması halinde katkı payı alacağı talep edebileceği yönünde herhangi bir hüküm mevcut olmamakla birlikte; 01.01.2002 tarihinden önce, “bir eşin aldığı mala katkı sunan diğer eşin” boşanma halinde katkı payı alacağı talep edebileceği Yargıtay kararları ve uygulamaları ile kabul edilmiş, bu davaya “katkı payı alacağı davası” denilmiştir.

4721 sayılı Medeni Kanunu ile MK m. 227’de; “eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur” hükmü yer almaktadır. Bu şekilde uygulamada bulunan “katkı payı alacağı” davası kanunda yer almış ve “değer artış payı” davası olarak adlandırımıştır. Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, talep eden eşin diğer eş tarafından alınan mala parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir.

Bu halde, satın alınan mala 01.01.2002 tarihinden önce yapılmış katkı için“katkı payı alacağı” kavramı, 01.01.2002 tarihinden sonra ise yapılmış katkılar için “değer artış payı” kavramı kullanılmalıdır.

Katkı payı alacağı için hesaplama yapılırken, katkı sunulan malın dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri dikkate alınır, faiz ise dava tarihinden itibaren yürütülür. Değer artış payı için ise katkı sunulan malın karar tarihine en yakın sürüm değeri (rayiç değer) dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekir. Değer artış payı alacağına karar tarihinden itibaren faiz yürütülür.

Mal paylaşımı, evlilik birliği içerisinde edinilmiş malları kapsar. Yani evlilik öncesi tarafların aldıkları mallar paylaşıma dahil edilmez.

Mal paylaşımı sırasında öncelikle taraflar kişisel mallarını geri alır. Kişisel mallar; miras ya da karşılıksız kazanma gibi yollarla elde edilen malvarlığı, kişinin kendi özel kullanımına ait eşyalar, üçüncü kişilerden olan manevi tazminatlardır. Her eş kendi malvarlığını aldıktan sonra kalan edinilmiş malvarlığı değeri yarı yarıya paylaştırılır.

TMK 219. Maddesine göre edinilmiş mallar şu şekilde tanımlanmıştır;

Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:

1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,

2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,

 3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,

4. Kişisel mallarının gelirleri,

5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler”

Eşler, nelerin kişisel mal sayılacağını evlilik içerisinde sözleşme yaparak kararlaştırabilirler.

Bir eşin kişisel mallarına ilişkin borçlar edinilmiş malvarlığı değerinden ödenmiş veya edinilmiş malvarlığına ilişkin borçlar kişisel malvarlığı değerinden ödenmiş ise denkleştirme yapılır.

MAL PAYLAŞIMI DAVALARINDA ZAMANAŞIMI NE KADARDIR ?

6098 sayılı Borçlar Kanunu uyarınca Boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl içinde mal paylaşımı davası açmayan eşin bu hakkı zamanaşımına uğrar.

MAL PAYLAŞIMI DAVALARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR ?

Mal paylaşımı davalarında görevli mahkeme AİLE MAHKEMELERİDİR.

TMK 214. Maddesine göre yetkili mahkeme şu şekilde belirtilmiştir;

  • Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi,
  • Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme,
  • Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi.

Avukat Busem Erdoğan İskurt

Avukat Hüseyin Acar

Reşit Hukuk & Danışmanlık